Thread Rating:
  • 0 Vote(s) - 0 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Nefs-i Raziye Nedir? Pişmanliklari Olmayan Nefsin Makamı Nedir?
#1
Nefs-i Raziye Nedir? Pişmanliklari Olmayan Nefsin Makamı Nedir?

Öncelikle Nefis demek, Vücut Denilen Araba veya Motoru süren sürücü, şoför Manasındadır. Bu Motor ve araba yaptıklarından hesaba çekilcek olduğu için, onun sanki yabani bir at misali, üstüne binip güzel işler yaptırılabilmesi için, önce terbiyet edilmesi gerekir. Yani sürüş kurallarını öğrenmek gekekir. Burada islamın şartları olan namaz ve oruç devreye girer, ve işde oruç ile insan önce nefsine gem vurmayı, yani nefis atına, yani motoruna gem vurmayı, veyahut arabasında, fren sistemini nasıl kullanması gerektiğini öğrenir. Oruç ile yemek helal olan birşeye gem vurulur. Daha sonra cima ya (Cinsel birleşmeye) gem vurulur, yani frene basması öğenilir. Bunu öğrenince, artık insan islamın haram ve yasak dediği durumlarda, frene basıp nefis atının gemini çekerek, gerektiğinde onu durdurur.  Böylece nefis, kazandığı derece ile makam kazanır ve terbiyet ehli olur.

---oOo---

Nefs-i Raziye Nedir? Pişmanliklari Olmayan Nefsin Makamı Nedir? Denilince

Nefsi Mutmainneden daha yüksek makama çikarsa bir nefis, artik  Rabbinin onun için yazdiği, kaderinde yaşadiği hiçbirşeyin tesadüfen  değil, bilinçli bir kader çizimi olduğu, ve her yaşananin bir sebebinin  olduğunu anlamaya başlar.    Hani Hz Musa ile Hz HIZIR yolculuk ederlerken    Musa HIZIRIN Gemiyi deldiğini görünce, ona razi gelmedi, ve dedi  bu gemiyi niye deliyon dedi, bak bunlar bizi gemiye aldi zaten fakirler  falan filan,    HIZIR dedi bir canin gitti, sana bana karişma dedim dedi,    sonra ikinci olay HIZIR çocuğu öldürdü, hemen itiraz etdi Bu  çocuk günahsiz sabi dedi, sen bunu niye öldürüyon, hadi büyük günah  işlemiş suçlu biri olsa, neyse dedi.    Hizir dedi ikinci caninda gitdi, sana bana karişma dedim dedi,    Ve üçüncü olay oldu bir köye gitdiler, o köylü onlara iltifat  etmedi, yiyecek ekmek dahi vermediler, fakat Hz. HIZIR yikilmak üzere  bir duvar gördü, ve o duvari ustalik edip yeniden yapip düzeltti.    yine musaya ters, bunlar iyi insanlar degil dedi, sen niye  bunlara yardim ediyon dedi, bari karşiliğinda yiyecek birşeyler  isteseydik dedi.    Ve HIZIR benim işlerime karişma dememişmiydim dedi, artik senin  benimle yolculuk edebilcek bir canin yok, Allah sana üç can verdiki, üç  caninda öldü malesef, artik yollarimiz ayrildi dedi, bundan sonra sen  beni göremezsin manasinda yani. ve dedi birinci olayin sebebi: çünkü  ortada dolaşan korsanlar veya devlet memurlari var, onlar sağlam  gemileri topluyorlar, ve ben o gemiyi hasarli yaptimki, onlar o gemiyi  almasinlar, ve bu korsanlar gemiye baktikdan sonra, gemi sahipleri  gemilerini tamir edip, tekrar calişip ekmeklerini kazanmaya devam  etsinler diye yaptim dedi.    ikinci olayda, çocuk büyüdüğü zaman çok kötü biri olcakdi, ve  anne babasinida günahkar yapicakdiki, onu öldürdümkü, Allah onlari daha  salih bir evlat ile, günaha girmekden koruyacak dedi.    ve üçüncü olay ise, o duvarin altinda bir hazine vardi, ve o  evde yetim veya öksüz çocuklar vardi ve o çocuklar daha küçük olduğu  için, eger duvar yikilirda hazine ortaya çikarsa, o çocuklara vermeyip  hazineyi başklari alicakdi, ben duvari yaptimki, çocuklar büyüyünce o  hazineyi, kendileri bulsun diye yaptim dedi.    ve musa anladiki kaza, bela, ceza, tokat, hepsinin bir sebebi  var. o zaman, Rahman abes iş işlemez anladi, sen hiziri görmezsin,  bilmezsin, musaya bile hizir ile gidebilcek, onu görebilcek, onun  yaptiklarina bakabilcek üç can verildi, üç cani ölünce dedi hizir, sen  dünyaya ben bu gizli aleme dedi. ve musa anladiki Rahmandan razi olmak  lazimmiş. her olan kaderin ve olayin bir sebebi, sebebin bile, bir başka  sebebi var, sebebin sebebinin bile bir başka sebebi var. yani  vaazlarimizdan birinde anlattiğimiz temizler temizlerdendir ve  temizler içindir, peki biber fidesinin altina ters gübresi dökdük, ve  biber o gübreyi yedi , pis gübreyi yedi, amma bize cillop gibi tertemiz  biber verdi, hani temizler temizlerdendi, hani avaramu fimi var ya,  hakimin çocuğuda hirsiz olabiliyor, nuhun bebeside kenan olabiliyormuş,  ve yine bir üste çik yine o ters gübre dediğin bir inegin yediği  tertemiz otlar idi, o yedi ve ayrildi ters oldu, hani pisdi, ters ot  iken tertemiz degilmiydi, yani her olayin binlerce versiyonlari var  kainatta, sen o kapi, bu, şu kapi hangi kapyi açdin. ve rahman abes işle  iştigal etmez, bunu bilirsen, kötü sandiğin bir olay gelirse başina  hamd et, iyi olay gelirse şükret, ve yoluna devam etki, hakktan razi  olan kul ol. ve maddeler bunun için metin ismini çekerler, ve hiç bir  madde, bitki, metin çektigi sürece bozulmaz ölmez diridir. ne zaman  ziikirden kesildi ölür. ve o yüzden bardak bardaklikdan memnundur,  zikrettiği müddetçe. ne zaman senin ondan razi olmadiğin onun kulağina  gitdi, üzülür ve metanetini kaybeder ve sen onu terkettikce, sevgin  bozuldukça,onun şükrünü eda etmedikçe, metaneti bozulur. ve sonunda  bitap düşer ve zikirden kesilir, ve zikirden kesilince, bir bardaksa  düşer kirilir, bir koyunsa kasap alip gidip keser, bir bitkiyse sahibi  gelir toplar alip gidip satar, biride alir yer, insan ise hasta olur  ölür gider. yani riza rahmandan razi olmakdir. şayet ecel için bile  çağiriyorsa, rahmana iman ve itaat etki, seni bir başka bahara götürmek  icin çağiriyor , yeni bir doğuma hazirlamak için verdigi ruh emanetini  geri cağiriyor, ve kaderine razi ol. ve artik ne zaman keşke şöyle  olsaydi, bu olmazdi, keşke böyle yapsaydim, bilmem doktur olurdum,  bilmem şöyle yapsaydim hakim olurdum deme, bilki bu gün ne oldunsa ne  başina geldiyse, senin için en iyisi o, birak keşkeleri ve rahmandan  razi ol kurtul.    Ne zaman keşkeleri birakdin, ve ikinci olarak hayatin tek şıklı  degil çok şıklı olduğunu anladin, ve bir kararda durmanin kör cahil  karari olduğunu anladin, ve eğer dünkü kararda kalsaydik, bu gün atomun  da parcalancağini bilmezdik, amma atom en kücük değil, ondan da kücükler  var deniyor bu gün, neden çünkü bir kararda saplanip kalmadilar, acaba  bölsek birşeyler vardimir deyince, araştirip buldular, yani cahil nefis  inatcidir, ve mesela illede elma isterin, illede şu kizi isterin diye  viyklar durur, o olmayinca muradim olmadi der. halbuki , Hz. Davuddan  ilmi ögrenen kurnaz şeytan, sana bir günah sunar hadi kumar oyna der,  sen kumar oynamammi dedin, o zaman içki iç der, onuda yapman dedin, o  zaman yalan söyle der, seçenek bol, yani sende şeytanla savaşmasini  öğrenceksen, sadece kurusıkı tüfekle savaşilmaycagini öğren, ve hayatta  başka seçeneklerin de oldugunu unutma, ve görelim mevla neyler neylerse  güzel eyler dedinmi, bilki sana riza veya raziye makami bir göz kirpti  demekdir, artik gir o kapidan ve makami marziyeye doğru yürü.    ve Hz Davud aleyhisselam, eğilmezin bükülmezin sanan, secde  etmiyon diyen, demir cibilliyatli şeytani ateşde kizidirip şekil veren,  egip büken ve ona başka seçeneklerin de olduğunu öğreten peygamber. Hz  Süleyman ise onu demir haliyle değil, bizzat şeytan haliyle caliştirip  başka seçenekerinde olduğunu öğreten peygamber. pirimiz Davud aşkina gir  ve eğilmezin bükülmezin sanan nefsini demir gibi kizdir, ve döve döve,  eğ bük ve davud gibi, o nefisden zencirler kalkanlar balkon bahçe  demirleri yap. 

varabilirsen taaa oraya, MAKAMI RIZAYA ve RAZiYEYE, makamin mübarek olsun.

---oOo---

Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 20.08.2021 Cuma

Original Kar©glan

Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)