Thread Rating:
  • 0 Vote(s) - 0 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Kısa iftar Duası - Oruç Açarken Okunacak Dua - Oruç Açma Duası
#1
Kısa iftar Duası - Oruç Açarken Okunacak Dua - Oruç Açma Duası

İftar Duası, İslamın 5 şartından birisi oruç tutmaktır. Rabbimizin emriyle senenin bir ayını oruçlu geçiririz. Oruç imsak vaktinin çıkması ile başlayan ve iftar vaktinin girmesi ile sona eren Müslümanlar için farz olan bir ibadettir.

İki cihan selveri Peygamber Efendimiz (s a v )bir hadis- i'nde şöyle buyurmuştur: “ Üç kimsenin duası reddolunmaz” iftar sırasında oruçlunun duası, adil hükümdarın duası, mazlumun duası, Allahü Teala bu duaları semaya yükseltir, gökyüzünün kapılarını açar ve” izzet ve cemalime yemin olsun ki, bir süre sonra da olsa, sana yardım edeceğim” diye yemin eder.''

İFTAR DUASI NEDİR?

Oruç açılırken dua edilmesi sünnettir. Herkes içinden geldiği gibi zikrini, şükrünü ve yakarışını ifade edebilir. Örnek olması bakımından öteden beri yaygın olarak yapılan bir duayı buraya alalım: "Allahım! Senin rızanı kazanmak iзin oruç tuttum, senin verdiğin rızıkla orucumu açtım. Sana inanıp güvendim. Ey lutuf ve ikramı geniş olan Rabbim! Beni bağışla." "Allahumme leke sumtu ve bike amentu ve aleyke tevekkeltu veala rizkuke eftertu" (Allah'ım senin rızan için oruç tuttum. Sana inandım. Sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açıyorum.)

Hazreti Muhammed Ramazan ayında orucunu açarken hep bu duayı okurdu. Peygamberimizin okuduğu iftar duası şöyle;

PEYGAMBERİMİZİN ORUÇ AÇARKEN OKUDUĞU İFTAR DUASI

İftar Duası Arapçası

اَللّهُمَّ لَكَ صُمْتُ وَ بِكَ آمَنْتُ وَ عَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ وَ عَلَى رِزْقِكَ أَفْطَرْتُ


İftar Duası Latince Okunuşu

"Allahumme leke sumtu ve bike amentu ve aleyke tevekkeltu veala rizkuke eftertu"


Manası: Allah'ım senin rızân için oruç tuttum. Sana inandım. Sana güvendim.Senin rızkınla orucumu açıyorum.

Peygamberimiz orucunu açtıktan sonra ise şöyle derdi;

“Susuzluk gitti, damarlar ıslandı, inşaallah Teala sevap kesinleşti.”

İslam alimlerinden Abdullah ibni Ömer Radiyallahu ise iftar vakti şöyle dua ederdi:

“Allah’ım, bütün kainatı kaplayan rahmetinin hakkı için beni affet, günahlarımı bağışla.”


İftarda oruç açarken okunacak kısa dualar



Kısa İftar duası Arapçası: “Allâhumme leke sumtu ve bike âmentu ve aleyke tevekkeltu ve alâ rızkıke eftartu .”

Kısaİftar duası Türkçe Anlamı: “Allah’ım! Senin için oruç tuttum, sana inandım, sana dayandım, Senin verdiğin rızıkla orucumu açtım.”

iftar duas Arapçası: Bismillahi vel hamdü lillâhi, allâhümme leke sumtü ve alâ rızkıke eftartü ve aleyke tevekkeltü, Sübhâneke ve ni hamdike tekabbel minni, inneke entes semiul aliym.

iftar duası Türkçe Anlamı: Allahım! Senin için oruç tuttum, Senin için rızkınla orucumu açtım. Ancak Sana tevekkül ettim. Seni hamdinle tesbih ederim. Allahım Benden kabul buyur. Çünkü Sen işiten ve bilensin.


İftar Vaktinde Yapılacak Dua

Allahümme leke sumtü ve bike amentü ve aleyke tevekkeltü, sübhaneke ve ala rızkıke eftartü veli savmel' ğadin min şehri ramazane nev eytü fağfir li ma kaddemtü vema” ahhertü. “

Manası:

“Allah’ım! Senin için oruç tuttum, sana inandım, sana dayandım, senin verdiğin rızıkla orucumu açtım. Yarının orucuna da niyet ettim, benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla.''

Diğer Bir İftar Duası:


Arapçası: Bismillahi vel hamdü lillahi, Allahümme leke sumtü ve ala rızkıke eftartü ve aleyke tevekkeltü, sübhaneke ve ni hamdike tekabbel mini, inneke entes semiul alim.

Anlamı: Allahım! Senin senin için oruç tuttum, Senin için rızkınla oruçumu açtım. Ancak sana tevekkül ettim. Seni hamdinle tespih ederim. Allahım benden kabul buyur. Çünkü sen işiten ve bilensin.

Peygamber Efendimizin İftar Duası

Muaz ibni Zühre Radiyallahu Anh: Beyan ediyor: Bana bildirildi ki, Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem İftar ettiği zaman şu duayı okurdu.

“Allahümme leke sumtü ve ala rızkıke eftartü.”

(Ey Allah’ım, Senin rızan için oruç tuttum ve Senin rızkınla orucumu açıyorum.)

( Ebu Davud, Savm: 22)

Mervan ibni Salim, ibni ömer Radiyallahu Anhümadan naklediyor:

Sallallahu Aleyhi Vesellem Resulullah Efendimiz, orucunu açınca şöyle derdi.

“Susuzluk gitti, damarlar ısındı, inşallahTealaya sevap kesinleşti.” Cenabı Allah bütün dualarımızı kabul etsin.

Ayrıca yıllardır radyo ve televizyonlardan dinlediğimiz iftar duası:

Allah’ım! Senin rızan için oruç tuttum, Sana inandım, Sana güvendim, Senin rızkınla orucumu açtım, hamdolsun verdiğin nimetlere, sağlık ve afiyete.

Ey bağışlaması bol Rabb’im! Beni, ailemi, milletimi, devletimi, ve bütün inananları koru, rahmetini ve yardımını esirgeme üzerimizden, bizlere yaşama sevinci ver. Her türlü güçlüğe karşı dayanma gücü ver, Senin her şeye gücün yeter. Amin.


PEYGAMBERİMİZ ORUCUNU NEYLE AÇARDI?

Hazreti Muhammed orucunu açarken hep hurmayı tercih ederdi. Hazreti Muhammed'in orucunu açarken 'ateş dokunmamış' yiyecekler tercih ettiği aktarılıyor. Selman İbn-i mir (r.a.),Peygamberimizin oruç açarken yenmesi gereken yiyecekler hakkında şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: 'Sizden biriniz orucunu açacağı zaman hurma ile açsın. Çünkü hurmada bereket vardır. Eğer hurma bulamazsa, su ile açsın. Zira su temizleyicidir.'Ebu Davud ise Peygamberimizin oruç açmasıyla ilgili şunları aktarıyor; -'Resulullah(s.a.v.) akşam namazını kılmazdan önce birkaç tane taze hurma ile orucunu açardı. Eğer taze hurma yoksa kuru hurma ile açardı. Kuru hurma bulamazsa da bir kaç yudum su yudumlardı.'

Hz. Peygamber farz olan ramazan orucuna önem verirdi. İftarda acele edilmesini, sahurda ise imsake uzanan geç vakte kadar yemeyi tavsiye ederdi (Müslim, “Sıyâm”, 48-50). Sahur yemeğinde bereket olduğunu söyler, Ehl-i kitap’la müslümanlar arasındaki farkın sahur yemeği olduğunu ifade ederdi (Müslim, “Sıyâm”, 46). Ümmetine, ibadet, tövbe ve istiğfar için ramazan gecelerinin önemli bir fırsat olduğunu söyler ve müslümanları ramazan gecelerini ihyaya teşvik ederdi. Oruç kötülüklere karşı bir kalkandı; zararlı söz, düşünce ve davranışlardan korurdu.

Oruçlu olmak bilinci kişiyi hep hayır ve iyiliklere yöneltirdi. Ashabın bildirdiğine göre Hz. Peygamber, insanların en cömerdi idi. Bilhassa ramazanda Cebrâil ile karşılaştığı zaman mutluluğuna ve cömertliğine sınır olmuyordu. Ramazan gecelerinde Cebrâil Hz. Peygamber'le buluşup nöbetleşe Kur'an (mukabele) okurlardı. Resûlullah Cebrâil ile buluştuğunda insanlara rahmet getiren rüzgârdan daha cömert, daha faydalı olurdu. Hz. Peygamber, ramazanın genellikle son on gününde itikâfa girerdi. Hz. Âişe'nin bildirdiğine göre Resûlullah ramazanda son on gün girince geceleri ihya eder, ailesini ibadet için uyandırır, ibadete daha çok önem verir, diğer vakitlere nisbetle daha çok ibadet eder ve müslümanlara da bunu tavsiye ederdi (Müslim, “İtikâf”, 7). Hz. Peygamber, bin aydan daha hayırlı (bk. el-Kadr 97/3) olan Kadir gecesinin ramazanın son on gününde ve tekli gecelerde aranmasını tavsiye etmiştir (Müslim, “Sıyâm”, 208, 212).

ORUCUN MAHİYETİ ve ÖNEMİ

Oruç Farsça'daki rûze kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Arapça'sı savm ve sıyâmdır. Savm kelimesi Arapça'da "bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak, engellemek" anlamında kullanılır. Fıkıh terimi olarak ise, imsak vaktinden iftar vaktine kadar, bir amaç uğ- runa ve bilinçli olarak, yeme içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak demektir.

İmsak, Arapça'da, "kendini tutmak, engellemek" anlamına gelir. Orucun temel unsuru da (rükün) bu anlamdır. İmsak vakti tabiri, dilimizde, oruç yasaklarından (yeme içme ve cinsel ilişki) uzak durma vaktinin başlangıcı anlamında kullanılır. İmsak vakti, tan yerinin ağarması (fecr-i sâdık; bk. Namaz Vakitleri bölümü) vakti olup, bu andan itibaren yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur; bu vakit aynı zamanda sahurun sona erip orucun başlaması vaktidir.

İftar vakti ise, oruç yasaklarının sona erdiği vakit anlamında olup, güne- şin batma vaktidir. Bu vakitle birlikte akşam namazının vakti de girmiş olur. Gündüz ve gecenin teşekkül etmediği bölgelerde oruç süresi, buralara en yakın normal bölgelere göre belirlenir. İmsakin, ikinci fecirle başlayacağı konusunda fakihler arasında görüş birliği olmakla birlikte, kimi fakihler bu hususta, daha ihtiyatlı olduğu gerekçesiyle fecr-i sâdıkın ilk doğuş anına, kimileri ise oruç tutanlar lehine olduğu gerekçesiyle ışığın biraz uzayıp dağılmaya başladığı zamana itibar edilmesini önermişlerdir. Âyette orucun başlangıç ve bitiş vakti, mecazi bir anlatımla şöyle belirtilir: "...Fecrin beyaz ipliği (aydınlığı) siyah ipliğinden (siyahlığından) ayırt edilecek hale gelinceye kadar yiyip içiniz; sonra, akşama kadar orucu tamamlayın..." (el-Bakara 2/187).

İmsak vaktinden iftar vaktine kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmanın bir amacı olmalı ve bu iş bilinçli olarak yapılmalıdır. Bu amaç ve bilinç, orucun Allah rızâsı için tutuluyor olmasıdır ki kısaca "niyet" tabiri ile anlatılır. Bu amaç ve bilinç olmadığı zaman, meselâ imkân bulamadığı için veya perhiz, rejim, zindelik gibi başka amaçlar için bu üç şeyden (yeme, içme, cinsel ilişki) uzak durmak oruç olarak değer kazanmaz. Oruç, Peygamberimiz’in hicretinden bir buçuk sene sonra şâban ayının onuncu günü farz kılınmış olup, İslâm'ın beş şartından biridir. Peygamberimiz bu hususu "İslâm beş şey üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka Tanrı olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık etmek; namaz kılmak, zekât vermek, ramazan orucunu tutmak ve gücü yetenler için Beytullah'ı ziyaret etmektir (hac)" diyerek bildirmiştir (Buhârî, “Îmân”, 34, 40; “İlim”, 25; Müslim, “Îmân”, 8).

Orucun farz kılındığını bildiren âyetler de şunlardır: "Ey iman edenler! Sizden öncekilere olduğu gibi, size de oruç tutma yükümlülüğü getirilmiştir; bu sayede kendinizi koruyacaksınız. Oruç sayılı günlerdedir. İçinizden hasta veya yolculukta olanlar başka günlerde tutabilirler; hasta veya yolcu olmadığı halde oruç tutmakta zorlananlar ise bir fakir doyumluğu fidye vermelidir. Daha fazlasını veren, kendine daha fazla iyilik etmiş olur; fakat yine de, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır" (el-Bakara 2/183-184). Oruç tutmak, diğer ibadetlere nazaran biraz daha sıkıntılı olduğu için Allah, orucun farz kılındığını bildirirken, psikolojik rahatlatma sağlayacak ve emre muhatap olan müslümanların yüksünmesini engelleyecek bir üslûp kullanarak, oruç tutmanın önceki ümmetlere de farz kılındığını belirtmesi yanında, ayrıca orucu daha sıkıntılı hale getirmesi muhtemel iki durumu (hastalık ve yolculuk) oruç emrinin hemen peşinden geçerli mazeret olarak zikretmiştir. Bu üslûp, meselâ öteki ümmetlerde de bulunduğu anlaşılan namaz için kullanılmamıştır.
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)