Thread Rating:
  • 0 Vote(s) - 0 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Buhari Hadisleri KİTÂBÜ`S-SAVM
#1
Muhammed-1 
Buhari Hadisleri KİTÂBÜ`S-SAVM

Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : İyiliğin mükâfâtı;Orucun fazîleti
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : RAMAZAN ORUCUNUN FAZÎLETİ VE BAŞLICA ÂDÂBI HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Oruç bir kalkandır; (oruçluyu beşerî ihtiraslardan hıfz eder). Oruçlu kem söz söylemesin! Oruçlu, kendisiyle itişmek ve dalaşmak isteyene iki def`a: "ben oruçluyum!" desin!. Rûhum yed-i kudretinde olan Cenâb-ı Hakk`a yemîn ederim ki, oruçlu ağzın (açlık) kokusu, Allahu Teâlâ indinde misk kokulu kimse benim (rızâm) için yemesini, içmesini, cinsî arzusunu bırakmıştır. Oruç, doğrudan doğruya bana edilen (riyâ karışmayan) bir ibâdettir. Onun (sayısız) ecrini de doğrudan doğruya ben veririm. Halbuki başka ibâdetlerin hepsi on misliyle ödenmektedir.
HadisNo : 897


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Orucun fazîleti
Ravi : Sehl b. Sa`d
Baslik : ORUÇLULARIN CENNET`E (REYYÂN) KAPISINDAN GİRECEKLERİNE DÂİR SEHL İBN-İ SA`D VE EBÛ HÜREYRE HADÎSLERİ
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem `in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Cennet`te "Reyyân" denilen bir kapı vardır. Bu kapıdan kıyâmet gününde (Cennet`e) yalnız oruçlular girerler; onlardan başka hiç bir kimse giremez (Kıyâmet gününde): oruçlular nerede? diye i`lân edilir. Oruçlular kalkıp girerler. Bunlardan başka hiç bir kimse buradan giremez. Oruçlular girdikten sonra da kapı kapanır, artık kimse giremez.
HadisNo : 898


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Çok namaz kılanlar;Orucun fazîleti;Sadakanın fazîleti
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : ORUÇLULARIN CENNET`E (REYYÂN) KAPISINDAN GİRECEKLERİNE DÂİR SEHL İBN-İ SA`D VE EBÛ HÜREYRE HADÎSLERİ
Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Kim ki, Allah rızâsı için (malından iki sığır, iki koyun, iki dirhem) çift sadaka verirse, Cennet kapılarından: ey Allah`ın (sevgili) kulu (buraya gel!). Bu kapıda büyük hayr ü bereket vardır, diye çağrılır. Çok namaz kılan musallî de (Cennet`in) namaz kapısından çağırılır. Mücâhidler cihâd kapısından, oruçlular da "Reyyân" kapısından, sadaka sâhibleri de sadaka kapısından da`vet edilirler. Ebû Bekr radiya`llahu anh: - Babam, anam sana fedâ olsun yâ Resûlullah! Bir mü`minin bu kapıların hepsinden da`vet olunması müşkül müdür, bir kişi bu kapıların hepsinden da`vet olunur mu? diye sordu. Resûlullah cevâben: - Evet, hepsinden da`vet olunur. Ey Ebû Bekr, umarım ki, sen de o bahtiyarlardan olasın!, buyurdu.
HadisNo : 899


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Ramazanın fazîleti
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : RAMAZAN GELDİĞİNDE CENNET KAPILARI AÇILIP CEHENNEM KAPILARI KAPANDIĞINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in: "Ramazân-ı şerîf geldiğinde Cennet kapıları açılır" buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir. Yine Ebû Hürerye radiya`llahu anh`ten Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in: "Ramazan girdiğinde Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları da kapanır, bütün şeytanlar da zincire vurulurlar" buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 900


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Bayram hilâlinin hesabı;Oruç;Ramazan hilâli
Ravi : Abdullâh b. Ömer
Baslik : RÜ`YET-İ HİLÂL İLE RAMAZAN VE BAYRAM YAPILMASI VE MAĞMÛM HAVADA TEKMÎL-İ SELÂSÎN İLE HİSÂB EDİLMESİ HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet edilmiştir: Ey ümmetim! (Hilâl-i) Ramazân`ı gördünüz mü oruç tutunuz, yine Hilâl`i gördüğünüzde iftâr ve Bayram ediniz. Eğer Hilâl size bulutlu, kapalı bulunursa artık onu yâni Hilâl-i Ramazân`ı (tekmîl-i selâsîn ile) takdîr ve hisâb ediniz. (Ve Ramazân`ı otuza doldurarak Bayram yapınız).
HadisNo : 901


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Oruçlu iken yalan söylemek;Oruçlunun kötülükten uzak durması;Yalancılar
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : RÜ`YET-İ HİLÂL İLE RAMAZAN VE BAYRAM YAPILMASI VE MAĞMÛM HAVADA TEKMÎL-İ SELÂSÎN İLE HİSÂB EDİLMESİ HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Kim ki, yalan söylemeği ve yalanla amel etmeği bırakmazsa, Cenâb-ı Hak o kimsenin yemesini, içmesini, bırakmasına hiç kıymet vermez, iltifât buyurmaz.
HadisNo : 902


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Orucun fazîleti
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : İFTAR VAKTİNDE NEŞ`EYİ İFÂDE EDEN EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis : (tercemesi 897 rakamiyle) geçmiş olan hadîs-i kudsî kısmında Hak Celle ve Alâ: "Âdem-oğlunun işlediği her hayr ü ibâdet (de) kendisi için (bir haz ve menfaat endîşesi var) dır. Fakat oruç böyle değildir. Oruç, hâlis benim (rızâm) için edilen bir ibâdettir. Onun mükâfâtını da ben veririm" buyurduğu Mişkât-i Nübüvvet`ten naklen rivâyet edilmiştir. Bu hadîsin sonunda Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Oruçlunun kendisiyle neş`e-mend olduğu iki sevinci vardır: birisi iftar vaktindeki (oruç bozmak) sevinci, öbirisi Rabb`ına mülâkî olduğu zamanki orucu (nun mükâfâtı) ile sevincidir" buyurduğu rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 903


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Evlenmek;Nikâh;Orucun faydaları
Ravi : Abdullâh b. Mes`ûd
Baslik : ORUCUN SÂİM ÜZERİNDEKİ TERBİYETKÂR TE`SÎRİ HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ MES`ÛD HADÎSİ
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile bulunduğumuz sırada Resûlullah`ın şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir: Kimin evlenmek külfetine gücü yeterse evlensin! Zîrâ tezevvüc, gözü (haramdan) son derece men` eder. İffeti de o nisbette muhâfaza eyler. Nikâh masrafına muktedir olmayan kimse de oruç tutsun: Zîrâ oruç, sâim için katı-ı şehvettir.
HadisNo : 904


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Bayram hilâlinin hesabı;Ramazan hilâli
Ravi : Abdullâh b. Ömer
Baslik : ORUCUN SÂİM ÜZERİNDEKİ TERBİYETKÂR TE`SÎRİ HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ MES`ÛD HADÎSİ
Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Bir ay, yirmi dokuz gecedir. Hilâl-i görmedikçe oruç tutmayınız!. Eğer Hilâl ile aranıza bulut haylûlet ederse, Şa`bân`ın sayısın otuz (gün)e doldurup tamamlayınız!" buyurduğu rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 905


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : İ`lâ olayı;Kamerî ay 29 veya 30 gün sürer
Ravi : Ümmü`l-Mü`minîn Ümmü Seleme
Baslik : ÎLÂ-İ ŞER`Î VE HÜKMÜ
Hadis : (Ümmü`l-Mü`minîn) Ümmü Seleme radiya`llahu anhâ`dan gelen rivâyete göre, Resûlulah salla`llahu aleyhi ve sellem kadınlarının odalarına bir ay girmemeğe yemîn etmişti. Yirmi dokuz gün geçince günün evvelinde, yâhud âhirinde (Hazret-i Âişe odasına) geldi. (Müşârün-ileyhâ tarafından): - Yâ Resûla`llah! Siz bir ay yanımıza gelmemeğe yemîn etmiştiniz, denildi de Resûlulah: - Ay, yirmi dokuz gündür, diye cevâb verdi.
HadisNo : 906

Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Bayram ayları
Ravi : Ebû Bekre Nufey` b. Hâris
Baslik : RAMAZAN VE ZİLHİCCE AYLARININ ADED-İ EYYÂMI HAKKINDA EBÛ BEKR`E HADÎSİ
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: iki ay (dâhilindeki ibâdetler, hükmen tamdır), nâkıs olamazlar. (Sayıca eksik olsalar bile). Bunlar iki bayram ayı olan Ramazan ile Zi`l-Hicce`dir.
HadisNo : 907


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Kamerî ay 29 veya 30 gün sürer
Ravi : Abdullâh b. Ömer
Baslik : ŞÜHÛR-İ ARABİYYENİN KÂH YİRMİ DOKUZ KÂH OTUZ OLDUĞUNA DÂİR ABDULLÂH İBN-İ ÖMER`İN MÜHİM BİR RİVÂYETİ
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`den şöyle buyurduğunu işittiği rivâyet edilmiştir: Biz meâşir-i Arab; ümmî, (anadan doğma sıfatta) bir cemâatiz: ne yazı yazarız, ne de (nücûmun seyrini,) hisâb (ını) anlarız. (Bize lâzım olan) bir ay (kâh) şöyledir, (kâh) böyledir. (Râvî der kiSmile Resûlullah, bununla bir def`a ay yirmi dokuz, bir kere de otuzdur, demek iste(r gibi mübârek parmaklariyle işâret buyur)du.
HadisNo : 908


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Ramazanı karşılama orucu
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : RAMAZAN`A BİR, İKİ ORUÇLA TAKADDÜM EDEREK YEVM-İ ŞEKDE ORUÇ TUTMAKTAN NEHYE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir. Sizden biriniz Ramazan`a, bir gün veyâhud iki gün oruçla sakın tekaddüm etmesin!. Meğer ki, sâim olan kimse mu`tâdı olan bir orucunu tutmuş buluna. O kimse, varsın mu`tâdı olan orucunu tutsun!.
HadisNo : 909


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : İftar etmek
Ravi : Berâ` b. Âzib
Baslik : BAKARA SURESİ 187 NOLU ÂYETİNİN SEBEB-İ NÜZÛLÜ HAKKINDA BERÂ` HADÎSİ
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Oruç ilk farz olduğu sırada) Muhammed salla`llahu aleyhi ve sellem`in Ashâb`ı arasında bir kimse oruç tutar da iftar zamânında iftar etmeden uyursa, o kimse ne gece, ne de gündüz tâ akşama kadar bir şey yiyemezdi. Ensâr`dan Kays İbn-i Sırme radiya`llahu anh de sâim olduğu bir gün iftar vakti evine gelmiş ve haremine: - Hazır taâmın var mıdır? diye sormuştu. Haremi: - Hayır, yoktur. Fakat gider, şimdi getiririm, demişti. Kays o günü toprakla çalışmıştı. Yorgun bulunduğundan haremi gelince uyumuş ve iftar zamânını uyku ile geçirmişti. Haremi gelip Kays`in uykuda olduğunu görünce: - Vay sana yazıklar oldu! dedi. Gündüz olup gün yarı olunca Kays`e bir baygınlık geldi. Keyfiyet Resûlullah`a haber verildi. Bunun üzerine şu meâldeki âyet-i kerîme nâzil oldu: (Ey mü`minler! Leyle-i sıyâmınızda sizin için kadınlarınıza yaklaşmak halâl kılındı). Bu âyet-i kerîmenin nüzûlü üzerine Ashâb-ı Kirâm derin bir meserret hissettiler. Mütâkıben de: [gecenin zulmetinden sabahın beyâzı zâhir olana kadar (ki, fecr-i sâdıktır) yeyiniz, içiniz!] meâlindeki nazm-ı kerîm-i İlâhî nâzil oldu.
HadisNo : 910


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Sâhur yemeği
Ravi : Adiyy İbn-i Hâtim
Baslik : HAYT-İ ESVED İLE HAYT-İ EBYAZIN, SEVÂD-I LEYL İLE BEYÂZ-I NEHÂR OLDUĞUNA DÂİR ADİY İBN-İ HÂTİM HADÎSİ
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Sizin için beyaz iplik siyah iplikten seçilinceye kadar yeyiniz içiniz" (meâlindeki nazm-ı şerîf) nâzıl olunca (mazmûn-ı münîfini bilmeyerek) hemen bir siyah, bir de beyaz ip edindim. Bunları yastığımın altına koydum. Gece zaman zaman bu iplere bakıyordum. Fakat bir türlü biribirnden ayırt edemiyordum. Kuşluk vakti Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e gittim. Bu hâli kendilerine arzettim. Resûl-i Ekrem cevâben: - Bu hayt-ı esved ile hayt-ı ebyaz, sevâd-i leyl ile beyâz-ı nehârdır, buyurdu.
HadisNo : 911


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Sâhur yemeği;Sâhurla sabah namazı arası
Ravi : Zeyd b. Sâbit
Baslik : SAHÛR İLE SABAH NAMAZI ARASINDAKİ ZAMÂNI TA`YÎN EDEN ZEYD İBN-İ SÂBİT HADÎSİ
Hadis : "Biz (bir kere) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber sahûr yemeği yedik; sonra Resûlullah (sabah) namazına kalktı" dediği rivâyet edilmiştir. Zeyd İbn-i Sâbit`ten: - Sabah namazı ile sahûr arasında ne kadar zaman bulundu, diye soruldu; o da: - Elli âyet (okunacak) kadar diye cevâb verdi.
HadisNo : 912


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Aşûre orucu;Sâhur yemeği
Ravi : Enes b. Mâlik
Baslik : SAHÛR YEMEĞİ YENİLMESİNE, BUNDA BEREKET BULUNDUĞUNA DÂİR ENES İBN-İ MÂLİK HADÎSİ
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Sahur yemeği yeyiniz. Çünkü sahur yemeğinde bolluk vardır" buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 913


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu :
Ravi : Seleme İbn-i Ekva`
Baslik : ZEVALDEN EVVELE KADAR ORUCA NİYYETİN CEVÂZINA DÂİR SELEME HADÎSİ
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in Âşûrâ` günü gündüz Hind İbn-i Esmâ`yı halka şöyle i`lân etmesi için kabîlesine gönderdiği rivâyet edilmiştir: Her kim yemek yediyse (bakıye-i yevmi imsâk ederek) günü tamamlasın!; Yâhud oruç tutsun!, Bir şey yememiş olanlar da artık bir şey yemesin!.
HadisNo : 914


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Cünüp olarak sabahlayan oruçlu;Cünüp olarak uyumuk
Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Baslik : SÂİM ZEVCİN ZEVCESİNİ TAKBÎLİ CÂİZ OLDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in ehli ile mukarenette bulunarak cünüb olduğu halde fecir vakti iriştiği olurdu. Resûlullah fecirden sonra iğtisâl ederdi ve oruç tutardı, dedikleri rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 915


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Oruçlunun âilesini kucaklaması
Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Baslik : SÂİM ZEVCİN ZEVCESİNİ TAKBÎLİ CÂİZ OLDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis : "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem oruçlu iken takbîl eder, mülâseme ve müâneka buyururdu. Sizin o, nefsine tamâmiyle sâhib olan (bir Peygamber) inizdi" dediği rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 916

Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Unutarak yemek orucu bozmaz
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : SEHVEN EKL-Ü ŞÜRBÜN BİR ZİYÂFET-İ İLÂHİYE OLUP ORUCU BOZMAYACAĞINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Sâim, oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse (sakın) orucunu (bozmasın,) tamamlasın! Çünkü sâime Allah yedirmiş, içirmiştir.
HadisNo : 917


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Oruç bozmanın keffâreti
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : KEFFÂRET-İ SAVMA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ. VE BU HADÎSTEN MÜSTEFÂD OLAN FIKHÎ VE İCTİMÂÎ HÜKÜMLER
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Biz bir defa Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in huzûrunda otururken birisi geldi. Ve: - Yâ Resûla`llah! Öldüm, diye hâlinden yanıktı. Resûlullah: - Sana ne oldu ki? diye sordu. O kimse: - Yâ Resûla`llah oruçlu iken zevceme yaklaştım, cevâbında bulundu. Resûlullah: - Âzâd edecek bir köle bulabilir misin? buyurdu. Sâil: - Bulamam, dedi. Resûlullah: - Öyle ise iki ay zincirleme oruç tutmağa gücün yeter mi? diye sordu. Sâil: - Gücüm yetmez. (Hem ben bu felâkete oruç yüzünden uğramadım mı? dedi. Resûlullah: - Altmış yoksulu doyurmak yolunu da bulamaz mısın? buyurdu. Sâil: - Hayır, bulamam, dedi. Ve Ebû Hüreyre`nin rivâyetine göre huzûr-ı Risâlet`te tevakkuf etti. Biz de ne olacağına intizâr etmekte iken Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e içi hurma ile dolu ve râvînin "Miktel" dediği (15 sâ` istîâb eden) bir zenbil getirildi. Resûlullah: - Hani sâil nerededir? buyurdu. Sâil: - Benim, diye (ayağa kalktı) Resûlulah: - Bu hurmayı al, yoksullara sadaka et! buyurdu. Sâil: - Benden fakîr bir yoksulamı vereceğim yâ Resûla`llah! Allah`a yemîn ederim ki, Medîne`nin kara taşlı iki nahiyesi arasında benim âilemden daha fakir bir âile yoktur, dedi. Bunun üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem dişleri görülünceye kadar güldü. Sonra da sâile: - Haydi bu hurmayı (al,) âilene yedir! buyurdu.
HadisNo : 918


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Oruçlu iken kan aldırmak
Ravi : Abdullâh b. Abbâs
Baslik : MUHTECİMİN SAVMI
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in ihramlı iken hacamat olduğu, yine böyle sâim iken hacamat olduğu rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 919


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : İftar vakti;Sahur vakti
Ravi : Abdullâh İbn-i Ebî Evfâ
Baslik : İFTAR ZAMÂNINA DÂİR ABDULLÂH İBN-İ EBÎ EVFÂ HADÎSİ
Hadis : Rivâyet olunduğuna göre, müşârün-ileyh şöyle demiştir: Biz, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber (Ramazan`da) bir seferde bulunduk. Resûlullah birisine (, Bilâl`e): - Haydi (râhilenden) in, bana sevîk karıştır! buyurdu. Bilâl: - Yâ Resûla`llah, işte güneş (, nûrı bâkîdir) dedi. Resûlullah (tekrar): - İn, bana sevîk bula! buyurdu. Bilâl yine: - Yâ Resûla`llah, işte güneş (, nûrı bâkîdir) dedi. Resûlullah (üçüncü olarak): - İn de bana sevîk karıştır! buyurdu. Bilâl (devesinden) indi. Resûlullah`a sevîk buladı. Resûlullah bunu içti de sonra eliyle şuraya (, Meşrık`a) işâret edip sonra: Gecenin bu (Meşrık) tarafından belirdiğini gördüğünüzde sâimin iftar vakti hülûl etmiştir, buyurdu.
HadisNo : 920


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Seferî orucu
Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Baslik : SEFERDE ORUCA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in zevci Âişe radiya`llahu anhâ`dan rivâyet olunduğuna göre, Hamza İbn-i Amr-i Eslemî Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e: - Seferde oruç tutayım mı, diye sormuş; müşârün-ileyh çok oruç tutarmış. Resûlullah: - Dilersen tut, istersen iftar et! diye cevab vermiştir.
HadisNo : 921


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : İftar etmek
Ravi : Abdullâh b. Abbâs
Baslik : SEFERDE ORUCA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in (feth-i Mekke seferinde) Ramazan`da çıkıp oruç tuttuğu ve "Kedîd" e geldiğinde iftar edip nâs da iftar eylediği rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 922


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Sarraf muamelesi;Seferî orucu
Ravi : Ebü`d-Derdâ`
Baslik : BU BÂBDA CÂBİR, EBÜ`D-DERDÂ`, ENES İBN-İ MÂLİK HADÎSLERİ
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Biz, bâzı seferlere Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber (Ramazan`da) sıcak bir günde çıktık. Herkes harâretin şiddetinden elini başına koyuyordu. İçimizde Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile İbn-i Revâha`dan başka oruçlu kimse yoktu.
HadisNo : 923


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Seferî orucu
Ravi : Câbir b. Abdullâh
Baslik : BU BÂBDA CÂBİR, EBÜ`D-DERDÂ`, ENES İBN-İ MÂLİK HADÎSLERİ
Hadis : Şöyle haber verdiği rivâyet edilmiştir: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bir seferde idi ki, o, halkın izdihâmını ve birisini (güneşten) gölgelediklerini gördü. Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm: - Bu adamın zoru nedir? diye sordu. Ashâb-ı Kirâm: - Oruçludur yâ Resûla`llah! dediler. Resûlullah: - Seferde (böyle meşakkatle) oruç tutmak (matlub) ibâdet cümlesinden değildir, buyurdu.
HadisNo : 924


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Seferî orucu
Ravi : Enes b. Mâlik
Baslik : BU BÂBDA CÂBİR, EBÜ`D-DERDÂ`, ENES İBN-İ MÂLİK HADÎSLERİ
Hadis : "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber biz, sefer ederdik; oruçlu oruçsuzu, oruçsuz da oruçluyu ayıpbalazdı" dediği rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 925


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Oruç borcu;Ölünün oruç borcu
Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Baslik : MÜTEVEFFÂDAN NİYÂBETEN ORUÇ HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE VE İBN-İ ABBÂS HADÎSLERİ
Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in "Kim ki üzerinde oruç (borcu) varken ölürse, müteveffânın velîsi kendisinden (niyâbeten) oruç tutar" buyurduğu rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 926

Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Oruç borcu;Ölünün oruç borcu
Ravi : Abdullâh b. Abbâs
Baslik : MÜTEVEFFÂDAN NİYÂBETEN ORUÇ HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE VE İBN-İ ABBÂS HADÎSLERİ
Hadis : Şöyle haber verdiği rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e (mechul) birisi geldi. Ve: - Yâ Resûla`llah! Anam, üzerinde bir kaç oruç borcu varken vefât etti. Ondan niyâbeten bu borcu ben kazâ edeyim mi? diye sordu. Resûlullah: - Evet sen kazâ et!. Hem, Allah`a olan borç, başka borçlardan ziyâde ödenmeğe lâyık ve müstehaktır, buyurdu.
HadisNo : 927


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : İftar vakti
Ravi : Abdullâh İbn-i Ebî Evfâ
Baslik : İFTÂRIN TA`CÎLİ HAYIRLI VE MÜSTEHAB OLDUĞUNA DÂİR SEHL İBN-İ SA`D HADÎSİ
Hadis : İbn-i Ebî Evfâ radiya`llahu anh`in hadîsi ve Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in (Bilâl`e: Râhilenden) in, bana sevîk karıştır!, buyurduğu yakında geçmişti. İbn-i Ebî Evfâ`nın buradaki rivâyetinde Resûlullah: "Geceyi şu (Meşrık) tarafından ikbâl eder gördüğünüzde bu an, oruçlunun iftar vaktidir" buyurmuş, ve parmağiyle Meşrık cihetine işâret etmiştir.
HadisNo : 928


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : İftar etmek;Sâhurda acele etmek;Sâhuru tehir etmek
Ravi : Sehl b. Sa`d
Baslik : İFTÂRIN TA`CÎLİ HAYIRLI VE MÜSTEHAB OLDUĞUNA DÂİR SEHL İBN-İ SA`D HADÎSİ
Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: (Sâim) insanlar, iftar etmeyi (sünnete imtisâl ederek) evdikleri, (sehûru ve te`hîr ettikleri) müddetçe dâimâ hayır ile yaşarlar, buyurdu.
HadisNo : 929


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu :
Ravi : Esmâ` b. Ebî Bekr
Baslik : İFTÂRIN TA`CÎLİ HAYIRLI VE MÜSTEHAB OLDUĞUNA DÂİR SEHL İBN-İ SA`D HADÎSİ
Hadis : "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem zamânında bir yağışlı günde biz iftar ettik; sonra da güneş doğdu" dediği rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 930


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Aşûre orucu
Ravi : Rübeyyi` Bint-i Muavviz
Baslik : ÇOCUKLARIN ORUÇ TUTMALARI HAKKINDA RÜBEYYİ` HADÎSİ VE ULEMÂNIN MUHTELİF İCTİHADLARI
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Medîne civârındaki) Ensâr köylerine Âşûrâ günü kuşluk zamânı (şöyle haber) gönderdi: Her kim iftar ederek sabahladı ise, gününün geri kalan zamânında imsâk etsin!, kim ki oruçlu olarak sabaha ulaştı ise, orucunu tamamlasın!. Rübeyyi`: biz ba`de-mâ Âşûrâ orucunu tutardık. (Küçük) çocuklarımıza da tutturur (, onlarla mescide gider) dik. Oruçlu çocuklarımıza (boyalı) yün softan oyuncak düzerdik de bunlardan yemek diye ağlayan olursa, iftar vakti irişinceye kadar ona bu oyuncağı verir, (eğlendirir) dik.
HadisNo : 931


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Peşpeşe oruç tutmak (vas-ı siyâm);Vasl-ı sıyâm
Ravi : Ebû Saîd-i Hudrî
Baslik : SAVM-İ VİSÂLDEN NEHYE DÂİR EBÛ SAÎD-İ HUDRÎ VE EBÛ HÜREYRE HADÎSLERİ
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: bir orucunuzu öbirisine eklemeyiniz!. Hangi biriniz vasl-ı sıyâm etmek isterse, nihâyet sahur vaktine kadar ulaştırsın! buyurduğunu işittiği rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 932


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Nâfile ibâdeti tâkat dâhilinde yapmak;Peşpeşe oruç tutmak (vas-ı siyâm);Vasl-ı sıyâm
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : SAVM-İ VİSÂLDEN NEHYE DÂİR EBÛ SAÎD-İ HUDRÎ VE EBÛ HÜREYRE HADÎSLERİ
Hadis : Şöyle haber verdiği rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem oruçta visalden nehyetmişti. Müslümanlardan bir kimse Resûlullah`a: - Yâ Resûla`llah! Bir günün orucunu sen, öbir güne vaslediyorsun! demesi üzerine Resûlullah: - Sizin hanginiz bana benzer? Ben, Rabbim beni it`âm ve iska` eder bir halde gecelerim, buyurdu. Fakat Ashâb, visalden ictinâb etmekten (yine) imtinâ etmeleri üzerine, Resûl-i Ekrem oruçlarına bir gün, sonra bir gün daha (arka arkaya iki gün) muvâsala buyurdu. Sonra (üçüncü günü) hilâli gördüler. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem, visâlden ictinâb etmekten imtinâ edenleri tâkib ve tevbîh eder gibi: - Eğer hilâl (bir ay) teahhur etseydi visâli, sizin için (medâr-ı i`tibâr olsun diye) o kadar ziyâde ederdim, buyurdu. Yine Ebû Hüreyre`den gelen bir rivâyette, Resûl-i Ekrem Ashâbına: - İbâdetlerinizden gücünüz yettiği derece tekellüf ediniz! buyurmuştur.
HadisNo : 933


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Nâfile ibâdeti tâkat dâhilinde yapmak
Ravi : Ebû Cuhayfe
Baslik : İBÂDETTE İ`TİDÂLE DÂİR EBÛ CÜHAYFE HADÎSİ VE SELMÂN İLE EBÜ`D-DERDÂ` KISSASI. VE HAKLAR, VAZÎFELER
Hadis : Ebû Cuhayfe radiya`llahu anh`e muttasıl sened ile şöyle haber verdiği rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Selmân (-i Fârisî) ile Ebü`d-Derdâ` arasında kardaşlık te`sîs buyurmuştu. Selmân, Ebü`d-Derdâ`yı bir def`a ziyâret etti. (Bulamadı). Ve (zevcesi) Ümm-i Derdâ`yı eski bir elbîse içinde perîşân gördü de: - Bu ne haldir? diye sordu. Ümm-i Derdâ: - Kardeşin Ebü`d-Derdâ`nın dünyâda bir işi ve ilişiği yok ki (gündüz oruç tutar, gece namaz kılar) diye yanıktı. (Bu sırada) Ebü`d-Derdâ`da geldi. Selmân (ı selâmladı. Ve onun) için yemek yaptı, (önüne getirdi). Selmân Ebü`d-Derdâ`ya: - (Haydi) sen de ye! dedi. Ebü`d-Derdâ`: - Ben oruçluyum!, demesi üzerine, Selmân: - (Va`llah bu orucu bozacaksın!). Ve sen yeyinceye kadar ben de yemiyeceğim, dedi. Ebû Cuhayfe diyor ki: Ebü`d-Derdâ`da (orucunu bozup müsâfiriyle) yedi. Gece olunca Ebü`d-Derdâ` gecenin evvelinde namaza kalkmak istedi. Selmân: - Uyu! diye men` etti. Ebü`d-Derdâ` da uyudu. Sonra bir daha kalkmak istedi. Yine Selmân: - Uyu! diye men` etti. Gecenin âhir vakti olunca Selmân: - Artık şimdi kalk! dedi. (Kalktılar abdest aldılar,) namaz kıldılar. Namazı müteâkıb Selmân Ebü`d-Derdâ`ya: - (Kardeşim!) Üzerinde muhakkak ki, Rabbının bir hakkı vardır; kendinin de böyle bir hakkı vardır; âilenin de bir hakkı vardır; (hattâ müsâfirinin bile hakkı vardır). Binâenaleyh her hak sâhibine hakkını vermelisin!. (Evet ye, iç, oruç tut. Namaz kıl, uyu, hayat yoldaşınla seviş). Sonra Ebü`d-Derdâ` Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in huzûruna gelip bu vak`ayı arz edince Resûlullah: - Selmân doğru söylemiştir, buyurdu.
HadisNo : 934


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Nâfile ibâdeti tâkat dâhilinde yapmak
Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN GECE NAMAZININ VE ORUCUNUN KEYFİYYETİNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE VE ENES İBN-İ MÂLİK HADÎSLERİ
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem (bâzı aylarda çok) oruç tutardı. Hattâ biz onu (bu ayda) hiç iftar etmedi sanırdık. (Bâzı aylarda da çok) iftar ederdi. Hattâ biz, onu (bu ayda) hiç oruç tutmadı derdik. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in Ramazan`dan başka bir ayın orucunu tammaladığını görmedim. Şa`ban`daki kadar kendisinde çok oruçlu olduğu bir ay da görmedim. Âişe radiya`llahu anhâ`dan gelen bir rivâyette de şu ziyâde vardır: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: ibâdetlerden (mukavemetine) gücünüz yetişebilecek ibâdeti ihtiyâr ediniz. Siz ibâdetten bezmedikçe Allah, fazl ü sevâbını kesmez. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e göre, en sevimli namaz, az olsa bile devamlı kılınan namazdı. Resûlullah her hangi bir (nâfile) namazı kılmaya başlayınca ona devam buyururdu.
HadisNo : 935


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Nâfile ibâdeti tâkat dâhilinde yapmak
Ravi : Enes b. Mâlik
Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN GECE NAMAZININ VE ORUCUNUN KEYFİYYETİNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE VE ENES İBN-İ MÂLİK HADÎSLERİ
Hadis : (Bir kere) Enes İbn-i Mâlik radiya`llahu anh`ten Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in orucu (nun kemiyyet ve keyfiyeti) nden sorulmuş da müşârün-ileyh şöyle cevab vermiştir: Ben, Resûlullah`ı aydan (bâzı günlerde) oruçlu görmeyi arzu etmezdim, ancak onu oruçlu görürdüm. İftar eder görmek de isteyince, muhakkak Resûlullah`ı iftar eder görürdüm. Geceden (bâzı zamanlarda) namaz kılar görmek istemezdim, ancak onu namaz kılar görürdüm. Uyur görmek istemezdim, illâ onu uyur görürdüm. (Enes İbn-i Mâlik devamla): Ben Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in (mübârek) elinden daha yumuşak ne bir yün sof, ne de bir harîr meshetmedim. Yine ben Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in râyiha (-i tayyibe) sinden daha güzel kokan ne bir misk, ne de bir anber koklamadım, (demiştir).
HadisNo : 936

Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Nâfile ibâdeti tâkat dâhilinde yapmak;Savm-ı Dâvud
Ravi : Abdullâh b. Amr b. Âs
Baslik : SAVM-İ DÂVUD`A DÂİR ABDULLÂH İBN-İ AMR HADÎSİ
Hadis : (İbâdette iltizâm-i şiddet ettiğine dâir bir) hadîsi geçmişti. Bu rivâyette ise, Abdullah yaşlanıp da evvelki gibi ibâdette salâbet güç gelmeğe başlayınca: "Ne olurdu Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in bahşettiği müsâadeyi kabûl etmiş olsaydım" dediği bildirilmiştir. Yine Abdullah İbn-i Amr`den bir rivâyette, Müşârün-ileyh: - Resûlullah, savm-i Dâvud`ı (bana) hikâye etti de: "Dâvud (düşmandan) kaçmazdı" buyurdu. Ben de: - Yâ Resûla`llah! Bana düşmandan kaçmamak hasletini kim te`mîn eder? diye sordum. (Resûl-i Ekrem: - O bir ihsân-ı ilâhîdir, buyurdu). Râvî (Atâ` İbn-i Ebî Rebâh) diyor ki: Sonra Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem iki kere: - Dâimâ oruç tutan kimse oruç tutmamıştır, buyurdu.
HadisNo : 937


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu :
Ravi : Enes b. Mâlik
Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN ENES İBN-İ MÂLİK HAKKINDA KESRETÜ EMVÂL VE EVLÂD İLE DUÂSINA DÂİR ENES HADÎSİ
Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (bir defa vâlidem) Ümm-i Süleym`e geldi. Vâlidem, Resûlullah`a hurma ve yağ ikrâm etti. Resûlullah: yağınızı tulumuna, hurmanızı da kabına iâde ediniz! Ben oruçluyum, buyurdu. Sonra evin bir tarafına doğru durup nâfile (iki rek`at) namaz kıldı. (Resûlullah ile biz de kıldık). Resûlullah Ümm-i Süleym`e ve ehl-i beytine düâ buyurdu. Ümm-i Süleym: - Yâ Resûla`llah! Bir hassacık var, (ona da düâ buyurunuz!) dedi. Resûlullah: - Hassacık da nedir? diye sordu. Ümm-i Süleym: - Hâdimin Enes`tir, dedi. Enes diyor ki: Resûl aleyhi`s-selâm Âhiretin ve Dünyânın hiç bir hayır ve saâdetini bırakmayarak bana düâ etti. (O cümleden birisi): Yâ Rab, Enes`i çok mal ve çok evlâd ile merzuk ve kendisi için mübârek eyle! buyurdu. Muhakkak ki ben, Ensâr`ın mal cihetiyle en zengini bulunuyorum. Kızım Ümeyne`nin bana haber verdiğine göre de (Hicret`in 75 senesinde) Haccâc`ın Basra`ya geldiği târiha kadar yüz yirmi bu kadar sulbî evlâdım defnolunmuştur.
HadisNo : 938


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu :
Ravi : İmrân İbn-i Husayn
Baslik : YEVM-İ ŞEKTE ORUCTAN NEHYE DÂİR İMRÂN İBN-İ HUSAYN HADÎSİ
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Ashâbından) bir adama: - Yâ Ebâ fülân, bu (Şa`bân) ayının son günlerinde oruç tuttun mu? diye sordu. O adam: - Hayır yâ Resûla`llah! diye cevap verdi. Resûlullah: - (Ramazan`dan çıkıp) iftar ettiğinde iki gün oruç tut! buyurdu. İmran`dan gelen diğer bir rivâyette (bu iki orucun) Şa`bân`ın âhirindeki oruçtan (ivaz) olduğu bildirilmiştir.
HadisNo : 939


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Belirli günlerde oruç tutmak;Cuma orucu
Ravi : Câbir b. Abdullâh
Baslik : CUM`A ORUCUNA DÂİR CÂBİR VE CÜVEYRİYYE HADÎSLERİ
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Cum`a günü orucundan nehyetti mi? diye sorulmuş. Câbir de: - Evet nehyetti, diye cevap vermiştir.
HadisNo : 940


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Belirli günlerde oruç tutmak;Cuma orucu
Ravi : Ümmü`l-Mü`minîn Cüveyriye Bint-i Hâris
Baslik : CUM`A ORUCUNA DÂİR CÂBİR VE CÜVEYRİYYE HADÎSLERİ
Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: Bir Cum`a günü Cüveyriye, oruçul iken Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem yanına gelmiş de Resûlullah: - Dünkü gün oruç tuttun mu? diye sormuş. Cüveyriye: - Hayır, tutmadım, demiş. Resûlullah: - Yarın oruç tutmak istiyor musun? diye sormuş. Yine Cüveyriye: - Hayır, tutmayacağım demiş. Bunun üzerine Resûlullah: - (Öyle ise) orucunu boz! buyurmuştur.
HadisNo : 941


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu :
Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Baslik : EYYÂM-I TEŞRIKTA ORUÇTAN NEHYE DÂİR ÂİŞE VE İBN-İ ÖMER HADÎSLERİ
Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: (Alkame tarafından) Âişe radiya`llahu anhâ`dan: - Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem günlerden bâzıların bir şey`e tahsîs buyurur mu idi? diye sorulmuş. Âişe Hazretleri: - Hayır tahsîs etmezdi. Onun amel ü ibâdeti (bahar yağmuru gibi) fâsılasız ve devamlı idi. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in edâsına zaferyâb olduğu hayr ü ibâdete hanginizin gücü, kudreti yetişir ki, diye cevab vermiştir.
HadisNo : 942


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Eyyâm-ı teşrikte oruç
Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Baslik : EYYÂM-I TEŞRIKTA ORUÇTAN NEHYE DÂİR ÂİŞE VE İBN-İ ÖMER HADÎSLERİ
Hadis : "Kâ`be`ye hediye edecek kurban bulamıyan hacılardan başkaları için eyyâm-ı teşrıkta oruç tutmağa ruhsat verilmemiştir" dedikleri rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 943


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Aşûre orucu
Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Baslik : ÂŞÛRÂ VE RAMAZAN ORUÇLARINA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE VE İBN-İ ABBÂS HADÎSLERİ
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Câhiliyet devrinde Kureyş Âşûrâ günü oruç tutardı. (Hicret`ten evvel) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem de Âşûrâ orucu tutardı. Medîne`ye hicret buyurunca da (ber mu`tâd) bu orucu tuttu. (Ashâb`a da) tutmalarını emretti. (İkinci sene) Ramazan (orucu) farz kılınınca Âşûrâ günü orucunu bıraktı. İsteyen bu orucu tuttu; dileyen de bıraktı.
HadisNo : 944


Fasil : KİTÂBÜ`S-SAVM
Konu : Aşûre orucu
Ravi : Abdullâh b. Abbâs
Baslik : ÂŞÛRÂ VE RAMAZAN ORUÇLARINA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE VE İBN-İ ABBÂS HADÎSLERİ
Hadis : Şöyle haber verdiği rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Medîne`ye hicret buyurduğunda, Yehûdîlerin Âşûrâ günü oruç tuttuklarını gördü de: - Bu ne orucudur? diye sordu. Cevâben: - Bu gün, sâlih bir gündür; bu gün Allah Azze ve Cell`in Benî İsrâil`e, düşmanları (Fir`avn`in şerri) nden necat verdiği bir gündür. Mûsâ (aleyhi`s-selâm, bu lûtfu Bârî`ye şükren) oruç tutmuştur. (Biz de tutarız) dediler. Resûlullah: - Biz, Mûsâ (sünnetini ihyâ) ya sizden daha ziyâde haklıyız, buyurdu da (Mekke`deki gibi) o oruç tuttu; ve (Ashâb`a) da tutmalarını emreyledi.
HadisNo : 945
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)